Kenan Evren Paşa'nın cenaze töreni için Genelkurmay Karargâhında askeri tören düzenlendi... Kenan Evren, askeri törenle defnedildiği için, cenazesine askeri personel, komutanlar, eski bakanlardan Ismet Sezgin ve Mehmet Ağar, Fenerbahçe kulübü 2. başkanı Nihat Özdemir, Fenerbahçe'nin eski kulüp başkanı Ali Şen, eski Adana Büyükşehir Belediye başkanı Aytaç Durak ile Afganistan Türkleri Yardımlaşma Dayanışma Derneği yöneticileri ve ailesi katıldı... Camideki törende ise protestocular, helallik alınması sırasında, "Hakkımızı helal etmiyoruz" diye bağırdı. Bir grup vatandaş da, dışarıda davul zurna eşliğinde halay çekti... Halbuki Kenan Evren, 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askeri müdahale ile, Devlet Başkanlığı görevini üstlenmiş, 7 Kasım 1982 tarihinde ise, halkoyuna sunulan ve % 91.37 oranında kabul edilen Anayasa ile, Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı olarak göreve başlamıştı... % 91.37 ile direkt olarak seçilen Kenan Evren'in cenazesinde, bu kadar az insan olmasının sebebi, muhakkak ki iyiliği ile kötülüğünün, hayatı boyunca kıyasıya, birbiri ile yarışması oldu... Hayat sona erince ise açık ara hangi tarafın, iyiliğinin mi yoksa kötülüğünün mü üstünlük sağladığı, ortaya çıktı... Hangimiz arkasından, "Kötü bilirdik, hakkımızı helal etmiyoruz, haram olsun" söylenmesini ister ki... Hep söylüyoruz iyi yaşayan, yardımsever yaşayan insanlar asla ölmezler, tam tersi ölümsüz olurlar... Fakat kötü olanlar, içinde fesatlık barındıranlar, daha yaşarken bile unutulmaya mahkumdurlar... Efendim, bugün format gereği, sizlere bir hikaye aktarmamız lazım geliyordu... Ama, Evren Paşa'nın cenaze törenine de kayıtsız kalamazdık... Bizler de Yeni Bakış Gazetesi olarak sizlere, tahmin edebildiğiniz gibi, iyilikle ilgili bir hikaye aktarmak istedik. Umarız ki, bu hikayeyi zevk alarak, merak ederek ve en önemlisi kendinize yakın hissederek okursunuz... Howard Kelly, yoksul bir ailenin çocuğuydu. Okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu. O gün hiçbir şey satamamıştı, karnı da çok acıkmıştı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek bir şeyler istemeye karar verdi. Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı. Yiyecek bir şeyler istemek yerine: "Afedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim?" diyebildi yalnızca... Genç bayan, çocuğun aç olabileceğini düşünerek, kocaman bir bardak süt getirdi ona... Çocuk sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra, "Size çok teşekkür ederim, borcum ne kadar?" diye sordu genç bayana...
Genç bayan, "Borcunuz yok" diyerek yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti konuşmasına... "Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklememizi öğretti bize" dedi. Çocuk: "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size" dedi...
Howard Kelly evin önünden ayrıldığı zaman, kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu.
--------------------------- Yıllar sonra, genç bayan, çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca, hastalığıyla ilgili araştırmalar yapılması için, onu büyük bir kentteki daha büyük ve donanımlı bir hastaneye gönderdiler. Dr. Kelly, konsültasyon yapması için çağrılan hastanın, hangi kasabadan geldiğini duyunca çok heyecanlandı...
Artık genç olmasa da, yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yapacaktı. Uzun süren tedaviden sonra bayan artık sağlığına kavuşmuştu...
Dr. Kelly, denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne bir şeyler yazarak zarfın içine koyup hasta bayanın odasına gönderdi. Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline... Açmaya korkuyordu. Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca bu faturayı ödemek için çalışacağını çok iyi biliyordu. Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş bir not dikkatini çekti. Kâğıtta şunlar yazılıydı:
'Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir...'
Genç bayan, "Borcunuz yok" diyerek yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti konuşmasına... "Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklememizi öğretti bize" dedi. Çocuk: "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size" dedi...
Howard Kelly evin önünden ayrıldığı zaman, kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu.
--------------------------- Yıllar sonra, genç bayan, çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca, hastalığıyla ilgili araştırmalar yapılması için, onu büyük bir kentteki daha büyük ve donanımlı bir hastaneye gönderdiler. Dr. Kelly, konsültasyon yapması için çağrılan hastanın, hangi kasabadan geldiğini duyunca çok heyecanlandı...
Artık genç olmasa da, yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yapacaktı. Uzun süren tedaviden sonra bayan artık sağlığına kavuşmuştu...
Dr. Kelly, denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne bir şeyler yazarak zarfın içine koyup hasta bayanın odasına gönderdi. Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline... Açmaya korkuyordu. Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca bu faturayı ödemek için çalışacağını çok iyi biliyordu. Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş bir not dikkatini çekti. Kâğıtta şunlar yazılıydı:
'Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir...'

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder