4 Mayıs 2015 Pazartesi

Reggio Emillia Eğitim Yaklaşımı

                                                          Reggio Emillia EğitimYaklaşımı

            Sevgili okurlar, bugün de köşe yazımızı eğitime ayırdık ve II. Dünya savaşı sonrasında, İtalya’nın kuzeyinde, Reggio Emillia adı verilen 150.000 nüfuslu bir kasabada anne babaların, çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp, bugün “Reggio Emillia” yaklaşımı adı ile, bütün dünyaya yayılan bir okul sistemini sizlerle paylaşmak istedik.

            Bu eğitim yaklaşımının yaratıcısı ve öncüsü, Loris Malaguzzi’dir. “Eğitim her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle, çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır…

            Bu yaklaşıma göre, çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadırlar. Onlara cavabı vermek için acele etmemek, onun yerine cevabı kendilerinin bulması için teşvik etmek gereklidir. Erken çocukluk eğitiminde yapılması gereken, çocuklara gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır.

            Her çocuğun, sayısız yaratıcı, entelektüel ve iletişimsel potansiyeli vardır ve her birine saygı gösterilmelidir. Çocuklar teoriler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan, aktif deneyimler edinen, sosyal, duygusal ve zihinsel yönden farklı kaynaklara sahip olan kişilerdir.

            Sevgili okurlar, Reggio Emillia yaklaşımında, çocuklara somut yaşantılar sunulur, bu sayede de yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler; Resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi Reggio yaklaşımında buna, “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir.

            Çocukların, düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığı ile çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.

            Sevgili okurlar isterseniz, şimdi de bu eğitim yaklaşımında sınıf ortamını, öğretmenin rolünü, projelerin (çalışmaların) nasıl olması gerektiğini ve aile katılımının önemini maddeler halinde inceleyelim…

                                                                   Sınıf Ortamı

            Sınıf ortamı, “öğretmenin kendisi” gibi düşünülebilir. Ancak ortamın sadece fiziki özellikleri değil, aynı zamanda ortam içinde gerçekleşen etkileşimler de öğrenmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle okullarda yetişkinlerle çocuklar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacı ile, bütün çocukların ve öğretmenlerin birlikte bulunabileceği büyük bir alan bulunur; Sınıflar ise bu açık alanın etrafına düzenlenmiştir. Çocuklar ile yetişkinler gün boyunca bu alanı kullanırlar. “Reggio okullarında hiç kimse, kendisini başkalarının gördüğü gibi görme şansını sahip değildir”, düşüncesinden hareketle duvarlar köşeli olarak yan yana getirilen aynalar yerleştirilmiş ve böylece çocukların kendilerini başkalarının gördüğü gibi görebilmeleri sağlanmıştır.

            Sınıf ortamı, rahatlatıcı, ilham verici ve estetiktir. Tüm sınıflar “Piazza” denilen bir avluya açılır. Her avluda bir drama köşesi, (bu köşede motosiklet kaskları, çok çeşitli kıyafetler, gözlükler, çantalar bulunur) ve camekanlı bir atölye odası bulunur. Atölyede çocukların çok farklı türde sanat etkinliği yapabilmeleri için artık malzemeler bulunur.

            Sınıflarda, şeffaflık ve sadelik ön plandadır. Geniş pencereler bulunur, ortam geniş ve aydınlıktır. Sınıfta fazla mobilya yoktur; onun yerine çocukların çalışmaları, resimleri, gerçekleştirilen projelerin fotoğrafları, ürünleri, çocukların aileleri ile birlikte oldukları fotoğraflar gibi, çeşitli görsel materyaller, okulun her yerinde sergilenir.

            Eğitim ortamını çocuklar, öğretmen ve ailelerin arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye yarayan bir araç olarak kullanır.

            Sevgili okurlar, gelecek cumartesi sizlerle bu eğitim yaklaşımında, öğretmenin rolünü, projeleri ve aile katılımını paylaşacağız, şimdilik hoşçakalın…

               

 

 

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder