25 Şubat 2015 Çarşamba

Yapılan İyilik

                                                                        YAPILAN İYİLİK

                  Sevgili okurlar bu hafta Kıssadan-Hisse köşesinde sizlere,birine yaptığımız  iyiliğin, geri dönüşümü ile ilgili güzel bir hikaye paylaşacağız. Gerçi birine karşı yapılan iyilikte kabul görülen, karşılık beklenmeden yapılan iyiliktir, fakat dünyada neyin nasıl olacağı ve insanın neyle karşılaşacağı belli olmaz, belki de birilerine karşı farkında bile olmadan yaptığımız küçücük bir iyilik, yıllar sonra zor durumumuzda bizlere, çare olarak geri döner. İşte bu konu ile ilgili güzel bir hikaye;

                  Bir zamanlar İskoçya’da, yoksul mu yoksul bir çiftçi ailesi yaşardı. Bu yoksul çiftçi ailesinin günleri tarlada çalışmakla geçerdi ve geçimlerini güçlük içinde sağlarlardı. Bu çiftçi ailesinin adı Fleming’lerdi. Günlerden bir gün Fleming’ler, yine tarlada çalışırken, bir çığlık sesi duydular. Baba Fleming, hemen sesin geldiği yere doğru koştu. Bir de baktı ki, bir çocuk bataklığın içinde yarı beline kadar saplanmış duruyor ve avazının çıktığı kadar da bağırıyordu. Çiftçi hemen koşup çocuğu bataklığın içinden kurtardı ve böylece onun ölmesine, üstelik de acılı bir şekilde ölmesine mani oldu.Bataklığa saplanan çocuk, kurtulduktan sonra içtenlikle teşekkür etti ve ailesinin kaldığı yere gitmek üzere çiftçinin yanından ayrıldı…

                  Ertesi gün Fleming’lerin evinin önüne gösterişli bir araba geldi ve içinden şık giyimli bir aristokrat indi. Kendini,çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı ve çiftçiye ”Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum” dedi. Yoksul ve onurlu Fleming, “Kabul edemem!” diyerek ona verilen ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada, kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü. Aristokrat “Bu senin oğlun mu?” diye sordu. Çiftçi gururla “Evet” dedi. Aristokrat devam etti: “Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver, iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa, ileride gurur duyacağın bir kişi olur”…

                   Bu konuşmalar sonunda, Fleming’lerin oğlu, aristokratın desteğinde eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming’in oğlu, Londra’daki St. Mari’s Hospital Tıp Fakültesinden mezun oldu ve tüm dünyaya adını, penisilini bulan adam, Sir Alexander Fleming, olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratın oğlu zatürreye yakalandı. Onu, tahmin ettiğiniz gibi, penisilin kurtardı…

                  Aristokratın adı: Lord Randolp Churchill…

                  Oğlunun adı: Sir Winston Churchill…

                  Kurtaran doktorun adı ise: Çiftçinin oğlu, Sir Alexander Fleming olarak tarihe geçti…

                  Sevgili okurlar elbette bütün yaptığımız iyilikler, bu hikayedeki tatlı tesadüfler gibi olmayacaktır. Fakat birbirimize farketmeden bile yaptığımız iyilikler, gün gelecek büyük işlerin olmasına, büyük vesilelerin gerçekleşmesine neden olacaktır. İnsan olmamızın özü, iyilikten geçer. Birilerine yardım ettiğimiz zaman, kendimizi daha enerjik, daha hayat dolu, daha neşeli buluruz, çünkü yaşayan bir birey olmanın, insan olmanın esasını bulmuş oluruz

                  Sanayi geliştikçe, insanların yaptığı işleri makineler yaptıkça, insanlar daha kalabalık, fakat daha birbirinden bağımsız yaşamaya başladı sevgili okurlar. Bunun sonucu olarak da birbirimize nasıl davranacağımızı maalesef unutur olduk. Yaşamımıza bilgisayar da eklenince, daha yalnız, daha bencil, bizim dışımızdaki olaylara daha umursamaz bir tavır içine girdik. Birbirimize yardım etmeyi, bir işi yardımlaşarak yapmayı unutur olduk. Kimseye güvenemez olduk, bizimle ilgisi olmayan olayları, bizim dışımızdaki hiçbirşeyle ilgilenmez olduk. Bu tavrımız çevreye, etrafımıza karşı güvensizliği de beraberinde getirdi. Acaba başkalarına mı güvenemez olduk, yoksa bu durumdan dolayı kendi kendimize mi güvenimiz sarsıldı?...

                   Sanayinin gelişmesi hayatımızı kolaylaştıradursun, bizim ille de insan ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmamız gerekir sevgili okurlar. Böylece insan olduğumuzu, makineleşmiş düzenin içinde biraz da duyguların ve özellikle insan olmanın özünün burada yattığını kavrarız…

                  Gelecek Perşembe yeniden görüşebilmek ümidi ile…    

 

 

 

 

 

 

 

                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder