28 Ocak 2015 Çarşamba

Deniz Yıldızı

             Sevgili okurlar tekrar merhaba… Bugünden itibaren her perşembe günleri, gazetemiz “Yeni Bakış” ta, eğlendirici, düşündürücü ve ders verici olduğunu düşündüğümüz bir hikaye ile, “Kıssadan- Hisse” isimli köşede birlikte olacağız… Sizlerle ilk paylaşacağımız hikayemizin adı “Kendi Yıldızını Bulmak”… Zevkle okumanız, düşünmeniz, sevdiklerinizle paylaşmanız dileği ile…
             Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere sürekli okyanus sahiline gidip oralarda kendi ile başbaşa kalan, aydın bir adam varmış. Çalışmaya başlamadan önce sahilde bir yürüyüş yapar, böylece yazacağını kafasında planlarmış… Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında, danseder gibi hareketler yapan bir insan silueti görmüş. Başlayan güne danseden biri olabileceğini düşünerek gülümsemiş ve ona yetişebilmek için adımlarını hızlandırmış. Yaklaştıkça bunun bir genç adam olduğunu ve dansetmediğini görmüş. Genç adam birkaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve yumuşak bir hareketle okyanusa fırlatıyormuş. Biraz daha yaklaşınca seslenmiş:
               -“Günaydın… Ne yapıyorsun böyle?”
               Genç adam durmuş, başını kaldırıp bakmış ve tekrar yaptığı işe dönerek cevap vermiş:
               -“Okyanusa deniz yıldızı atıyorum.”
               -“Sanırım şöyle sormalıydım,” demiş bilge adam… “Neden okyanusa deniz yıldızı atıyorsun?”
               -“Güneş çoktan yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.”
               -“Ama delikanlı, görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı deniz yıldızıyla dolu. Hiçbirşey farketmez.”
               Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış.
                -“Ama bunun için farketti.”
                 Bu cevap bilgeyi şaşırtmış. Ne söyleyeceğini bilememiş. Geriye dönmüş, yazısının başına geçmek üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca bir şeyler yazmaya çalışırken genç adamın görüntüsü gözünün önünden gitmemiş. Aklından çıkarmaya çalışmış bir türlü olmamış. Nihayet farketmiş ki, o koca bilim adamı, o büyük şair, bu gencin davranışının özünü kavrayamamış. Çünkü bu gencin aslında yaptığının evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni izlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve bir fark yaratmayı seçmek olduğunu anlamış, utanmış. O gece sıkıntı içinde yatmış. Sabah olduğunda bir şey yapması gerektiğini bilerek uyanmış. Yataktan kalkmış, giyinmiş, sahile inmiş ve o genci bulmuş ve büyün sabahı onunla okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş…
                Gelecek hafta başka bir hikaye ile “Kıssadan- Hisseye” köşesinde buluşabilmek ümidiyle hepinize mutlu, günler dilerim…








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder